25 Nisan 2013 Perşembe

Bir hayat okulu:Yatılılık


Yatılı okuyan biri olarak düşündüklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yatılı hikayemiz 11 yaşında başladı bizim. Kısacık kesilmiş saçlarımızla 20 kişilik bir koğuşta şaşkın şaşkın etrafa bakıyorduk.Gri dolaplarımıza annelerimiz eşyalarımızı yerleştirirken, dümdüz serilmiş pikelerimizin üstünde oturup birbirimize; sen kız mısın erkek misin diye sorardık. Cinsiyetsiz sanırdık sanırım kendimizi. Kızım, ya sen derdik. Karşımızdaki ben de derdi. O ‘’de’’ ekinin ileride nasıl güzel paylaşımlara yol açacağını bilmeden sessizce sallardık başımızı.
Annemle babam beni okulun kapısından ilk soktuklarında, bahçedeki tören çoktan başlamıştı. Müdür odasında oturup törenin bitmesini bekliyorduk. O kadar heyecanlıydım ki küçük bir şehirden gelmiş biri olarak İstanbul gibi kocaman bir şehirde bir okula başlamak düşüncesi sürekli midemde dolaşıp duruyordu. O velet halimle sanırım kendimi bir İngiliz prenses okulunda zannettiğimdendir ki annemlere burada yemekleri çatal bıçakla mı yiyorlar diye sormuştum. Ben bıçak kullanmasını bilmiyordum ki. Ah ne büyük eksiklik gelmişti o zaman bu benim gözüme. Sanki kasaba ve şehir farkı burada idi. Kasabada bıçak kullanılmaz.Tüm İstanbul, bir asilzade edası ile bıçak  kullanarak yemeklerini kuş lokmaları şeklinde yiyordu sanki.
Sonra yatakhaneye geçtik. Bir sürü ebeveyn dolaşıyordu etrafta.Temiz çarşaflar beyaz pikeler uçuşuyordu her yerde. İsimlerimizin baş harfleri işlenmişti nevresimlerin bir köşesine, karışmasın başkası ile diye. Annelerin; bak gömleğin şurada, diş fırçan burada diye başlayan tembihleri duyuluyordu. Bizler ise şaşkın bir o kadar meraklı etrafa bakan veletler'dik sadece.
Sonra, belletmen dediğimiz yatakhane hocalarımız geldi. Kuralları anlatmaya başladılar. Şu saatte kahvaltı,yemek ve etüt saatleri diye. Okuldan dışarı çıkmak yasak, ablalarınızla beraber bizden izin alarak izin kağıdı doldurarak çıkabilirsiniz dediler.
11 yaşında böylece başladı hikayemiz.
Yatılı okumanın kolaylıklarından biri kitabınızı ya da defterinizi unuttuğunuzda hemen yatakhaneye çıkıp alabilirdiniz. Hasta iseniz yine hemen yatakhaneye çıkıp dinlenirdiniz.
En güzeli ise; 20 velet aynı odada uyursunuz. Etütlerde hep berabersinizdir. Kocaman bir oyun grubunuz vardır. 20 farklı kardeşiniz var gibi düşünün. Paylaşmayı öğrenirsiniz yatılıda. Korumayı ve kollamayı da. Birbirinizin gözü önünde büyürsünüz. İlk regl , ilk sigara ve alkol deneyiminizde, ilk erkek arkadaşınız olduğunda hep anlatacak birileri vardır etrafınızda.Ebeveynleriniz her an yanınızda  olamasa da arkadaşlarınız çoktur.Tüm kıyafetler ortaktır.Tabii yiyecekler de.Her şey ortak paylaşıma açıktır.
O kadar çok şey öğretir ki yatılılık, 20 sene sonra yolda yatılı bir arkadaşınızı gördüğünüzde gözlerinizin parlaması ondandır.Çünkü sizin gördüğünüz 35-40 ' larında bir kadın değil;11 yaşında sen kız mısın erkek misin diye soran velet'tir.
Var mı sizin böyle dostlarınız, kaldığı yerden hiçbir şey olmamış gibi devam eden paylaşımlarınız?
Varsa çok şanslısınız.

Hiç yorum yok: