Bir hastane odasının sessiz çığlığında koridorda
dolanıyordum.Hastamız 3 kişilik odada yatağında usulca uyumakta idi. Ara ara
hırıltıları duyuluyordu.Odada kalacak yer olmadığından gecenin kör karanlığında koridorda volta
atıyordum. Benim gibi vakit geçirmeye çalışan refakatçilerle uykulu gözlerimiz
denk geldiğinde ara ara selamlaşıyorduk.Koridorda bulduğum tekerlekli
sandalyeye oturdum.Sandalyeyi yavaşça kalorifer peteğine doğru yaklaştırdım. Kafamı
yastık niyetine peteğe koydum.Uykunun amansız savaşına bir an için yenildim.Ve
yolculuğum başladı.
Yumuşacık bir ses duydum önce.Teslim ol dedi kulağıma.Önce
sakin sonra beni silkelemek istercesine TESLİM Ol diye bağırdı. Açtım
gözlerimi. Önce ovaladım doğru mu görüyorum diye baktım karşımdakine. Ses ile gördüğüm
görüntü birbiri ile uyuşmuyordu sanki. Karşımda beyaz bir elbise giymiş altı yaşlarındaki Ben duruyordu. 30 larındaki
ben, altı yaşımdaki halime bakakaldım. Öyle şaşkın öyle dili tutulmuş bir
şekilde. Neredeyim ne yapıyorum diye zihnimi gereksizce yoklamaya başladım.Ben bu
saniyelik sorunlarla zihnimi meşgul ederken o yaklaştı ve önce öptü beni
yanaklarımdan sonra hop diye kucağıma oturdu.
Nasılsın diye sordu. Yavaş yavaş kendimi toparlayıp
sorularını cevaplamaya başladım.İyiyim sen nasılsın dedim.İyiyim dedi canım
sıkkındı biraz ama geçti şimdi dedi.
-Ne oldu diye sordum.
-Dün yan bahçedeki kocaman dut ağacına tırmandım, sonra inemedim ,annem de
kızdı bana çok. Geldi beni indirdi dedi.
-Gülümsedim, hafifçe o an’ı 30larımdaki halimle tekrar
hatırladım.Ne kadar korkmuştum ağaçtan inemeyince.
Muzip afacan gözleri ile bana dönerek büyümek nasıl dedi, 30' larına geldiğinde hayallerimizi gerçekleştirdin mi dedi.
-Önüme baktım, neydi ki hayallerim hatırlamaya çalıştım. Hatırlayamadığımı
görünce sözü aldı yeniden, hani büyük adam olacaktın, iyi paralar
kazanacaktın,okuyacaktın dedi.Yaptın mı bunları.
-Bir kısmını dedim,
-Mutlu musun peki dedi ? Onca zaman geçmiş ?
-Fena değilim dedim.
-Fena ne demek ben o kelimeyi henüz öğrenmedim dedi, küçücük
kollarını boynuma doladı.
-Bazen iyiyim bazen kötüyüm dedim.
-İyi olmak için ne yapıyorsun dedi ?
-Durdum ne yapıyordum hakikaten dedim kendi kendime, kendimle
uğraşıyorum dedim, kendimi tanımak ve geliştirmek için.
-Neden dedi? Neden uğraşıyorsun ki, bıraksana dedi.Olduğun gibi
olsan olmuyor mu dedi? Büyümek böyle bir şey mi dedi?
-Sustum, onun uykusu
gelmeye başladı,hafifçe esnedi kucağıma doğru yerleşmeye başladı.Uykuya
geçerken yavaşça; biz teslimiyet oyunu oynayacağız arkadaşlarla dedi.Biraz
uyuyım sonra yanlarına gidicim, ufak halka oluyoruz, ortada bir ebe var, gözleri
bağlı, halkada dokunduğu kişiyi tanımaya çalışıyor, bilirse ebe olan taraf, teslim ol diye bağırıyor ve ebe olarak
ortaya geçiyor dedi.Ve kapattı gözlerini.Yüzünde tatlı bir tebessümle uykunun
ağırlığına bırakıverdi kendini.
Hafifçe kırpıştırdım gözlerimi, boynum tutulmuştu biraz, ama
peteğin sıcaklığı iyi gelmişti koridorun serin havasında. Yavaşça doğruldum, ayağa
kalktım, ses çıkarmadan odaya döndüm, hastam uyuyordu, yerime döndüm sandalyeye oturdum.
Rüyamı hatırladım gülümseyerek; sadece iki kelime vardı dudaklarımda:
TESLİM OL.
Hayata teslim ol dedim kendime, güven dedim.Sonra uykuma
kaldığı yerden devam ettim.
Dip not: Sevgili K.ya bu yazıyı yazmama vesile olduğu için teşekkürler.