23 Şubat 2015 Pazartesi

İçimizdeki trafik polisi

İçimde bir trafik polisi var,
Bu ara sosyal kültürel faaliyetlere tam gaz devam ediyorum,ruhum  bunu istiyor sanırım,
Görsel faaliyetlerden beslenmek iyi geliyor, bazen neden buna ihtiyacım olduğunu düşünüyorum, sonrasında akılda kalan bir cümle ya da bir sahnenin beni düşünmeye sevk ettiğini hatırlıyor ve sonrasında gülümsüyorum.
Önce film festivalinde gittiğim ve etkilendiğim bir filmden bahsedeceğim.
Film, işitme engelli ergenlerin kaldığı bir yatılı okulda geçmektedir.Gündüzleri okula giden ergenlerimiz akşamları bambaşka bir hayat yaşamaktadır.Kendileri temel ihtiyaçlarını karşılamak için bir çete kurmuşlardır, hırsızlık, telekız pazarlamak, şiddete başvurmak en göze çarpan özelliklerindendir.Filmin kurgusu ve sert şiddetinin yanında en önemli özelliği, herhangi bir konuşma ya da alt metninin olmaması.Gerçek işitme engelli ve oyuncu olmayan ergenler oynamış filmde, hayli başarılılar.
Tek duyduğunuz ses mekanlarda duyduğunuz sesler.
Bir düşünün, konuşma yok, işitme yok,ses yok,koca bir sessizlikte-siniz, neler hissederdiniz? Eksik kalır mıydı bir takım şeyler mesela? Sessizce bir düşünün.İçinizdeki sese kulak verin..
En baştaki cümle ise devlet  tiyatrolarında izlediğim bir oyundan.O kadar sade güzel bir oyun ve oyunculuktu ki.Beni çarpan cümlesi ise ’’ içimde bir trafik polisi var’’ repliği oldu.
Eskiden ünlü olan şimdilerde ise yalnız ve işsiz olan bir kadın tiyatro oyuncusunu ve içsel hesaplaşmasını anlatmakta idi.
İçimde bir trafik polisi var dedi oyuncu alkol problemi ile yüzleşmeye çalışırken.
Birden içim cız etti, ne demek istedi bu şimdi dedim kendi kendime.İnsanın içinde polis olması nasıl bir şeydi ki? Koruyan kollayan kontrol eden,dur diyen geç diyen, evrak isteyen, olur diyen, üfle diyen, yap diyen, yapma diyen......Sanki milyonlarca trafik polisi konuşmaya başlamıştı içimde .
Var mı sizin içinizde trafik polisi, ya da şöyle sorayım içinizdeki polis dur derken uyarıya uymayıp gittiğiniz kendinizden uzaklaştığınız zamanlarınız oluyor mu hiç ?


trafik polisi ile ilgili görsel sonucu 

Not:Bahsettiğim fim İf Festivalinde gösterime giren ''Kabile (Plemya)'', tiyatro ise İstanbul Devlet Tiyatro'larında sergilenen  ''Nice Yıllara'' isimli oyundur, keyifli seyirler.

11 Şubat 2015 Çarşamba

Ayna Ayna Söyle Bana Ben Kimim

Geçtiğimiz Pazar günü ünlü bir psikiyatrın Aşk ve İlişkiler üzerine bir söyleşisine katıldım.
Bir bilim adamının aşk ve ilişkiler hakkında ne diyeceğini merak ederek büyük bir heyecanla gittim dinlemeye.
Öncelikle birey olarak temel ruhsal gereksinimlerimizden bahsetti.Sevilmek gibi, güvende olmak gibi.Sonrasında ilişkilerle ilgili dünyada yapılan istatistikleri anlattı.Genel olarak erkeklerin % 70 i; kadınların ise % 50si partnerlerini aldatıyormuş.Önemli bir mihenk taşı olarak da cinsellik üzerinde bol bol konuşuldu.Katılımcıların çoğu kadın olunca da detaylı sorular geldi hali ile.
Bir dinleyiciden,tam da tartışmanın ortasında bana göre can alıcı bir soru geldi.Neden dedi, bu kadar tartıştığımız aşk ve ilişki konusunu bu kadar olumsuz istatistiğe rağmen oldurmaya çalışıyoruz ?
Ben kalakaldım, uzman muhtemelen bu soruyu kaçıncı kere cevaplamış olmanın verdiği rahatlık ile olmazsa olmazımız çünkü dedi.Ötekinde kendimizi buluyoruz ,asıl ben oluyor ve kendimizi gerçekleştirebiliyoruz dedi.
Kendimizi gerçekleştirebilmek için illa bir ötekiye ihtiyaç var mı sizce? Öteki dediğimiz illa bir eş sevgili ya da partner mi olmalı ? Ne dersiniz? Alsak elimize ayna tutsak kendimize olmaz mı?
Bu sorular beynimde hızlıca sessizce sorulurken arka sıralardan bir soru daha geldi:Partner yerine en yakın arkadaşımız olamaz mı acaba ?
Uzman tabiki olabilir dedi.
Sonra kendime döndüm, kendi aynalarıma baktım şu hayatta.Ben olabildiğim durumlar geçti gözümün önünden.Aileme,sevdiklerime ,dostlarıma, arkadaşlarıma baktım.
Sanırım esas mesele illa bir partnerle olmak değil,etkisi çok büyük tabiki,bence olay  kendin olmak,kendine dürüst olmak, farklı bir olması gereken ben yaratmamak.
 Dünyanın belki en zor belki en kolay  işi kendin olmak, riyasız yalansız.
Kendinden sonra çok uzağa değil çekirdek aileye de bakmak gerekir.Hayatta ise anne ile baba ile ilişkilere bakmak ,hayatta değilseler de olduğu zamanlardakine bakmak, gerçekten sen sen olduğunda ebeveynlerin ile sağlıklı iletişimin var mı ? Kendinle ve ebeveynlerin ile sağlıklı iletişim kurabilenler özel hayatlarında bunu devam ettirebilirler bence.
Ne dersiniz bu  sevgililer günü öncesi bir ayna mı hediye etsek sevdiklerimize ve kendimize?