..............................
Zamanında beni anlasın diye spesifik bir konu hakkında
anlattığım duygularımı, almış cebine koymuş, aynen böyle dedi.O dediklerini
aldım cebime koydum dedi.
Yani şunu dedi: Ben seni anlamaya çalışmadım, konuya
duygusal tepkisel yaklaştım o yüzden dediklerini kalbime değil cebime koydum ki
günün birinde biriktirip bozukluk gibi üstüne saçayım.
Saçtı da, yalnız saçtığı yerler zihnim değil kalbim
oldu.Kalbim paramparça oldu, aklım karıştı, sorgular oldum.Bi durdum, sahi ne
yapıyordum ben , mutlu muydum ben ? Ne istiyordum ne bekliyordum, soruların
ardı arkası kesilmedi, cevap aradım ama bulamadım, bir işaret bekledim
gökyüzünden, Tanrı'dan , göremedim, duyamadım, bilemedim.
Sahi neydi bizi yola çıkaran niyetlerimiz, şimdi neredeydik,
ne yapıyorduk,
Bence en zoru, olanı olduğu hali ile kabullenmek.
Sıkıştığımız durumlarda şu soru önemli, istiyor muyuz,
Yakın bir arkadaşım darlandığım konu ile ilgili şartlar
çerçevesinde çözüm önerirken mecburen kelimesini kullandı.Durdum düşündüm.
Niye mecburum dedim, bu hayat benim değil mi, istemediğim
şeylerde neden mış gibi yapayım, benim değer yargılarım yok mu hayatta kalmamı
sağlayan,
Başkalarının korku ve önyargılarından kapana kısılmış gibi
hissediyorum bazen, sanki ben bir kuş um, kafese kapatmışlar da soluğumu
kesmişler gibi,
Nefessiz kaldım sanki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder